Katarakt nedir, nasıl tedavi edilir?

Halk dilinde göze perde inmesi olarakta adlandırılan katarakt, göz merceğinin kesifleşerek buzlu cam gibi opaklaşmasıdır.Göz merceği irisin ve gözbebeğinin arkasındadır.Görevi ışığa duyarlı olan retina üzerinde görüntü odaklamasını sağlamaktır. Mercek bulanıklaştığında once ışınların retina üzerine odaklanmasını bozar ve kişinin göz derecesinde değişikliklere neden olur. Bir süre sonra ışığın geçişini tamamen engeller ve görme kaybına neden olur.

Katarakt hastalarının en sık şikayeti giderek artan bulanık görmedir. Bunun yanında erken dönem katarakt hastalarında, özellikle loş ortamda ve karanlıkta oluşan ışık saçılmaları, ve çift görme sıklıkla saptanır.

Ayrıca; hasta da gözlük camlarını sık sık değiştirme ihtiyacı oluşur. Gece araba kullanımı giderek güçleşir, gözde kamaşma şikayeti olur. Kataraktı olan kimse, okurken ya da yakın aktiviteleri sırasında yeterli ışık bulamamaktan yakınır. Daha önce yakını bulanık görüyor iken katarakta bağlı gelişen nükleer miyopi, hastanın yakını görmesini düzeltebilir ki bu durum "ikinci görüş" olarak adlandırılır.

Katarakt ilerledikçe görüş tekrar bozulmaya başlar. Kataraktın son aşamasında tamamen opaklaşan lense bağlı olarak göz bebeği beyaz olarak görülür.

Çoğunlukla yukarıda belirtilen şikayetlerle gidilen bir göz hekimi muayenesinden sonra tanı konulur.

Katarakt özellikle yaşlı hastalarda saptanmakla birlikte yeni doğan da dahil olmak üzere her yaşta görülebilir. Senil katarakt diye tarif ettiğimiz yaşa bağlı olarak gelişen katarakt en sıktır. Bebeklerdeki metobolik ve doğumsal rahatsızlıklar, hipokalsemi, cilt rahatsızlıkları, beslenme ve elektrolit dengesizlikleri, steroid benzeri ilaç kullanımı, travma ve geçirilmiş göz enfeksiyonları diğer katarakt nedenleri olarak sayılabilir.

Kataraktın günümüzdeki kesin tedavisi cerrahidir.

Başlangıç evredeki nükleer kataraktlar kişinin miyopik gözlük ihtiyacına neden olurken kortikal katarakt dediğimiz kenarı tutan olgular da daha çok hipermetropik gözlük ihtiyacına neden olmaktadır.. Ancak katarakt ilerleyici bir süreç olduğundan bu geçici bir düzelme sağlar.
Katarakt ameliyatı için günümüze kadar pek çok farklı yöntem uygulanmıştır. Fakoemülsifikasyon ile katarakt ameliyatı yaklaşık 25-30 yıldır kullanılmakta olup hala altın standarttır.

Görme bozukluğu kişinin günlük yaşamını bozacak kadar ilerlediğinde katarakt için ameliyat kararı verilmelidir.Eğer katarakt tamamen olgunlaşıp buzlu cam gibi opak hale gelmişse daha acil bir şekilde tedavi edilmelidir.

Olgunlaşmış bir kataraktın şişmesi ve hatta göz içinde dağılması bile mümkündür.Bu durum; göz tansiyonununun kontrolsüz yükselmesinden, kalıcı görüş kaybı gibi çeşitli bir çok ciddi probleme neden olabilmektedir. Doğumsal kataraktlar özellikle şiddetli göz tembelliğine neden olduğundan çok acil bir şekilde tadavi edilmelidir.

25-30 yıldır uygulanan fakoemülsifikasyon yönteminde Ultrasonik dalgalar oluşturan özel bir cihaz yardımıyla göze 2,2 mm bir kesiden girilir, katarakt parçalara ayrılarak bu cihaz yardımı ile göz dışına alınır. Ardından yerine göz içi lens konulur. Bu yöntem gelişmiş aletler yardımı ile ve çok küçük kesiden yapıldığından iyleşmesi çok hızlı olmaktadır. Suni göz merceği doğal göz merceğinin ön ve arka kapsülleri arasına yerleştirildiği için mercekte kayma, düşme, sözkonusu olmamaktadır.

Fako yöntemi ile katarakt ameliyatı çoğunlukla topoikal anestezi olarak adlandırdığımız damlayla uyuşturularak yapılır.

Ameliyattan 15 dakika önce 5 er dakika arayla iki kez damlatılan lokal anestezik damla olguların büyük çoğunluğunda yeterli anestezi sağlamaktadır. Çok nadiren göz çevresine iğne yapılması gerekebilir. Özellikle yaşlı, düşkün ve koopere olamayan ve 18 yaş altındaki hastalarda genel anestezi gerekebilir. Operasyon ortalama 5-10 dakika kadar surer. Operasyondan 2-3 saat sonra göz açılır ve damlaları aralıklı olarak damlatması önerilir.

KKatarakt cerrahisdindeki en gelişmiş yöntem femtosaniye laserle katarakt cerrahisidir. Bu yöntemde korneal girişler, lens kapsülünün alınması ve lensin parçalara ayrılması çok gelişmiş femtosanıye laser yardımı ile yapılmaktadır. Özellikle riskli vakkalarda bu yöntem güvenliği çok üst düzeye çıkartmaktadır. Bu evreleri femtolşaserle tamamladıktan sonra lens içeriği fakoemülsifişkasyon cihazı yardımı ile alınıp kapsül temizliği yapıldıktan sonra intraokuler lens yerleştirilmektedir.

Hekime bağlı hata bu yöntemde minimuma düşürülmektedir. Femtolaser cihazının çok pahalı olması ve her defasında kullanılan sarf malzemeleri nedeni ile bu yöntem klasik fakoemülsifikasyon yöntemine gore daha yüksek maliyeyetlidir.

Fako yöntemi ile uygulanan küçük kesi görmenin düzelmesini çabuklaştırır. Hasta 1-2 gün sonra normal yaşantısına dönebilir.

Tekrarlaması mümkün değildir. Ancak göz içi merceğin konduğu saydam torba kalınlaşabilir. Görmeyi azaltan bu durum ameliyata gerek kalmadan YAG laser yapılarak bir kaç dakikada düzeltilir.

Kapsül opaklaşma riski yüksek olgularda önceden yapılan posterior kapsüloreksis bu problem tamamen ortadan kaldırmaktadır.

Başlangıçta katarakt hastalarında PMMA(Polimetilmetakrilat) materyalinden yapılmış katlanmayan lensler kullanılırdı.Fako yöntemi ile birlikte katlanabilen lensler kullanılmaya başlandı. Katlanabilen göz içi mercekleri; yapıldıkları malzemelere, konuldukları anatomik yerlere ve refraktif özelliklerine göre farklılıklar gösterir. Hammadellerine göre hidrofilik akrilik, hidrofobik akrilik, silikon ve mixt tipte olabilirler.

Günümüzde yoğun biçimde hidrofilik akrilik veya hidrofobik akrilik lensler kullanılmaktadır. Tek odaklı olarak dizayn edilmiş lensler kişinin sadece uzak veya yakın görmesinde düzelme sağlayabilir. Bu lenslerle hem uzak hemde yakının aynı anda düzeltebilmesi mümkün değildir.

Son bir kaç yılda geliştirilen uzak, yakın ve ara mesafeyi bir arada düzeltebilen trifokal lensler sayesinde ameliyat sonrasında gözlüksüz %90-95 lerin üzerinde bir başarı sağlanabilmektedir. Torik monofokal veya trifocal lensler sayesinde hastaların astigmatizmalarıda düzeltilebilmektedir. Gelişmiş lens teknolojisi hastaların cerrahi sonrasında gözlüksüz görme oranlarını çok üst seviyeye çıkartarak, yaşam standardını yükseltmiştir.

Lens teknolojisindeki gelişmeler ve lens ölçüm cihazlarındaki ilerlemeler sonucunda katarakt cerrahisi sonrasında; hastalarda %95 oranında +/- 0,50 refraktif sonuç elde edebilmekteyiz. Bu yüksek güvenilir sonuçlar lens cerrahisini artık refraktif cerrahiye dönüşümüne yol açmıştır.

Özellikle kırma kusuru olan 40 yaş üstü hastalarda presbiyopi dediğimiz yakını görmeme rahatsızlığını bu trifocal lensler yardımı ile düzeltebilmekteyiz.

Ameliyattan 2-3 saat sonra gözünüzü açabiliriz.

Ameliyattan sonraki 1.gün, 3.gün ve 7.günde ve 1. Ayda kontrol gereklidir.

İlk gün genelde bulanık görme olur. Bir miktar batma ve ağrı olabilir.

Ameliyat sonrası İlk hafta efor gerektiren sporlar, havuz, sauna vb, etkinliklerden uzak durmak gerekir.

İlk haftadan sonra normal gündelik yaşamına dönebilir.

Antıbiyotikli damlalar genellikle 15 gün sonra kesilir. Steroid içerikli damlalar azaltılarak 1 ay kullanılmalıdır


Gözlüklerinizden kurtulmak ve daha konforlu bir görüşe sahip olmak mümkün

PRK, LASIK, LASEK, EPİ-LASIK, INTRALASE İLE LASIK, CK (Konduktif Keratoplasti) ameliyatları...

İletişim