Glokom Nedir?

Halk arasında "Göz Tansiyonu" adıyla da bilinen glokom, milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir göz hastalığıdır. Tedavi edilmez ise görme kaybına neden olabilir. Glokomda, göz içindeki sıvı basıncı, görme yeteneği için gerekli olan göz sinirine zarar verecek düzeyde yüksektir. Sıklıkla 40 yaşın üzerinde oluşan glokom genellikle yıllar içinde çok sinsi ilerler. Bu; en sık görülen glokom tipi olup "Primer Açık Açılı Glokom" olarak adlandırılır.

Hastaların çoğu başka bir nedenle göz muayenesi yapıldığı sırada saptanır. Görmeyi son evreye kadar etkilemediği için farkedilmesi güçtür. Nadiren göz içi basıncı 20-30 mmHg düzeyinde iken şakaklara vuran ve göz arkasında itme şeklinde olan ağrı hissedilebilir.Glokom, birçok hasta tarafından ancak ileri dönemde ve belirgin görme kaybı ortaya çıktığında fark edilebilir. Glokomda görme kaybı oluştuktan sonra geri dönüş olmadığından erken tanı önemlidir. Normal göz muayenesi sırasında tespit edilen anormal göz içi basıncı , görme siniri üzerinde artmış çukurluk hastalığın ilk belirtisi olabilir. Görme alanında anlamlı duyarlılık azalmasının gösterilmesi ile tanı konulur. Göz doktorunuzca düzenli aralıklarla yapılan muayeneler glokomun erken tanı ve tedavisi için en iyi yoldur.

Bugün göz tansiyonu yüksek olmadanda glokom olabildiğini biliyoruz. Normal tansiyonlu glokom olarak adlandırdığımız bu glokom tipinde tansiyon normal sınırlarda olsa bile görme sinirinin beslenmesi ile ilgili problemler tedaviyi gerektirmektedir. Bu hastaların tanısı ve tedavisi daha zordur ve sistemik değerlendirme ön planda tutulmalıdır.

Diğer bir glokom türü ise yine ileri yaşlarda ani olarak krizle ortaya çıkan dar açılı glokomdur. Şiddetli göz ağrısı, görme azalması, gözde kızarıklık ve bulantı, kusma ile karakterize bir tablodur. Acil tedavi gerektirir. Bebeklikte ve çocukluk çağında izlenen türlerinde gözde sulanma, ışığa karşı hassasiyet ve gözde büyüme izlenir.

Normalde bazı göz dokularının beslenmesi için göz içerisinde sürekli olarak bir sıvı yapılır ve bu göz içi sıvısı aynı zamanda sürekli olarak da bazı yollarla (trabeküler şebeke) gözü terk eder. Glokom, göz içi sıvısını dışarı boşaltan kanallarda yapısal olarak tıkanıklık oluşması nedeniyle sıvının yeterli boşalmaması ve buna bağlı olarak göz içi basıncının artması sonucu oluşur. Yükselen göz içi basıncı görme sinirini oluşturan sinir hücrelerine zarar vererek sinirde fonksiyon kaybına neden olur.

Bazı hastalarda ise göz içi basıncı normal olduğu halde görme sinirindeki kan akımının bozuk olması nedeniyle görme siniri aynı şekilde tahrip olur (Normal Basınçlı Glokom). Görme siniri hücreleri öldüğü zaman da kalıcı görme kaybı oluşur.

Detaylı bir göz muayenesi yapıldıktan sonra şüphelenilen hastalarda ileri testler yapılarak glokom tanısı konulur. Göz tansiyonu 20 mmHg ve üzerinde olması çok anlamlıdır. Bu ölçümün mutlaka kornea kalınlığına göre düzeltilmiş olması gereklidir. Bunun için korneal pakimetri yapılarak kornea kalınlığını ölçülmelidir.

Bazı kşilerde kornea kalın olduğu için göz tansiyonu yüksek ölçüldüğü gibi bazı kişilerde kornea ince olduğu için göz tansiyonu olduğundan düşük ölçülebilmektedir. Erken evrelerde yüksek göz içi basıncı sabitlenmeden önce göz tansiyonunda ciddi oynamalar olur. Bu nedenle başlangıçta kişinin günlük sabah akşam göz tansiyou ölçümleri yapılmalıdır.Göz dibi muayenesi yaparak göz sinirlerini inceler. Sinirler üzerindeki çukurluk 0,2-0,3 üzerinde ise ve özellikle iki göz arasındaki oran farklı ise anlamlıdır. Gerekli olgularda çukurluğun seyri için renkli fundus fotografı önerilebilir.Göz tansiyonu tanısında en önemli değerlendirme; görme siniri fonksiyonlarının değerlendirilmesidir.

Bunun için görme alanı değerlendirmesi hala altın standart olma özelliğini korumaktadır. Günümüzde çoğunlukla bilgisayarlı görme alanları kullanılmaktadır. Görme alanında iki ay arayla yapılan testlerde duyarlılık azalmasının saptanması tanının kesinleştrilmesindeki en öenemli evredir.Görme siniri ve sinir lifi tabakasını inceleyen ileri yöntemler de uygulanabilir. Bu nedenle Retinal Lif Analyzer veya Optik Coharens Topografi kullanılabilir.

Glokom dünyada milyonlarca kişide görülen ve her insanda ortaya çıkabilecek bir hastalıktır. Bununla birlikte bazı faktörler hastalığın ortaya çıkma riskini arttırabilir.

• İlerleyen yaş
• Ailede glokom öyküsü (Genetik yatkınlık)
• Sigara Kullanmak
• Şeker hastalığı
• Yüksek-Düşük kan basıncı
• Miyopi
• Uzun süreli kortizon tedavisi
• Göz yaralanmaları
• Migren

Bu özelliklere sahip kişilerin glokom yönünden göz muayenelerini yaptırmaları uygun olur.

Glokom tanı konulduktan sonra tamamen iyileştirilip ortadan kaldırılamaz; fakat birçok olguda uygun tedavi ile başarılı olarak kontrol altında tutulabilir, görme kaybının ilerlemesi engellenebilir.

Eğer glokomunuz varsa, hastalığın tedavisi ve izlenmesi hayatınızın geri kalan bölümünde sürekli olarak devam edecektir. Bu nedenle göz doktorunuzun izleme programına düzenli olarak uymanız ve önerilen tedaviyi dikkatle uygulamanız çok önemlidir.

Göz tembelliği anatomik olarak normal kabul edilen bir gözün diğerine göre daha az görme kapasitesine sahip olması durumudur. Genellikle tek gözde görülmekle birlikte nadiren yüksek numaralarda her iki gözde de görülebilir.

Görme bebeklikten itibaren beynin öğrendiği bir yetenektir. Bebek yeni doğduğunda silüetleri ayırd ederken yaklaşık 6 aylık olduğunda bilinen anlamda renkli ve üç boyutlu görmeyi öğrenir. İlk 6 ay başta olmak üzere ilk 2 yıl görsel gelişim için çok önemlidir.

Göz damlalarının her gün kullanılması zorunludur. Önerilen ilaç tedavisine bağlı olarak göz damlasını ya da damlalarını günde bir veya birkaç kez düzenli aralıklarla damlatabilirsiniz. Önemli olan her zaman doktorunuzun önerilerini izlemenizdir.

Glokomun ilerleyici bir hastalık olması sebebiyle göz doktorunuz göz damlalarınızı değiştirmek veya tedavinize başka göz damlalarını eklemek zorunda kalabilir. Bu değişikliklerin yapılmasındaki ilk neden göz içi basıncını kontrol altında tutabilmek ve görme alanınızı korumaktır. Ayrıca kullandığınız damlaların ortaya çıkabilecek yan etkileri de bu değişikliklerin yapılmasını gerektirebilir. Eğer günlük yaşamınızı sınırlayan yan etkilerle karşılaşırsanız doktorunuza bildiriniz.

İlacınızı doktorunuzun önerdiği şekilde kullanın. İlacınızı hergün aynı saatte alın. Bu şekilde göz damlanızı hem daha kolay hatırlayabilirsiniz hem de daha etkili olmasını sağlarsınız. Günlük normal yaşamınızı etkileyen herhangi bir yan etkiyi doktorunuz ile görüşün. Doktorunuzun programladığı kontrol randevularınıza uyun. Hastalığınız ancak doktorunuzun düzenli kontrolü altında olduğunuz zaman başarılı olarak tedavi edilebilir.

Göz doktorunuzu diğer hastalıklarınız için aldığınız ilaçlar hakkında uyarın. Göz doktorunuzun dışında başka bir doktora muayene olduğunuzda ona sizin glokomunuz olduğunu da bildirin. Glokom kalıtsal olabileceği için ailenizdeki bütün bireyleri düzenli olarak göz muayenesi olmaları için uyarın. Periyodik görme alanı muayenelerinizi doktorunuzun önerisiyle yaptırın. Glokom tedavisinde sizin rolünüz çok önemlidir.

Glokom kronik bir hastalık olduğundan tedavi ömür boyu sürer ve kararlılık ister. Bilmek gerekiyor ki; glokom herkeste olabilir. Glokoma bağlı görme kaybını engellemenin tek yolu erken tanıdır. Görme alanında glokoma bağlı belirgin hasar olmadıkça hasta bu kayıpların farkına varamaz. Bu nedenle düzenli aralıklarla göz muayenelerinin ve görme alanı gibi ileri tetkiklerin yapılması gereklidir.


Gözlüklerinizden kurtulmak ve daha konforlu bir görüşe sahip olmak mümkün

PRK, LASIK, LASEK, EPİ-LASIK, INTRALASE İLE LASIK, CK (Konduktif Keratoplasti) ameliyatları...

İletişim